Montag, 30. Mai 2016

Kayra'ma mektup...



Iki yıl göz açıp kapatmadan nasıl geçti anlamadım. O kısacık iki yıla dolu dolu  hatıralar, hikayeler ve maceralar sığdırdık hep birlikte. Doğduğundan bu yana 6 ve 4 aydır 7 kişilik bir ailenin merkezi, ilgi odağısın. Dışarıdan eve gergin ve yorgun giren seninle dinleniyor. Sen bize, 8 yıl acı dolu bir hayattan sonra Rabnimden hediye olarak geldin. Sen daha yokken biliyordum senin geleceğini. Kızıl mavi umudum olarak kurmuştum hayalini. 

Bir çok şeyde erkenciyken, ilk dişlerin bir yaşına girmene  iki hafta kala geldi. 8 aylıktın kalem tutup karalamaya başladığında. Daha yürüyemiyordun bile kaşık tutmaya başladığında.  14 aylık yürüdün. 15 aylık konuşmaya başladın. Anne, baba dan sonra ilk kelimelerinden birisi "Ali" yani arı oldu. Kuzey denizi tatilimizde, "donade" kelimesiyle bizi bir 20 saat çıldırttığını baban da, bende unutmayacağız eminim. Ertesi günün sabahsı kahvaltı da domatesleri görmenle, "donade!" diye çığlık atman bir olmuştu. Babanla aynı anda birbirimize bakıp, sonrada kahkahaya boğulmamız günün en güzel neşesi olmuştu. 18 aylıktın anne  sütünden ayırdığımda. 20 aylık abla oldun. Ve 20. ayında bir sürü yeni şeyler öğrendin. Daha sabit yürümeye başladın. Daha hızlı koşmaya başladın ve hatta koşmayı çok sevdin.  Kaydırağın merdivenlerini ilk sefer kendi başına yalnız tırmandın. Ayakkabılarını kendin giymeyi öğrendin. Üç kelimelik cümleler kurmaya başladın. Kelime hazneni, hem Türkçe ve hem Almanca olarak genişlettin. Her cümlenin sonuna uzatarak "aanneee" kelimesini yerleştirdin. "Ama aanneee" en sevdiğin cümle oldu ve logoda (çikolata) yemeyi çok sevdin. Güne banade (Banane/muz) ile başladın. Pekmezli çay ve zencefilli balı çok sevdin. Haftanın e az 3 gününü ormanda geçirdik. Özellikle yağmur yağınca uzun uzun yürüyüşlere çıktık birlikte.  
Bu bir yıl içerisinde en çok keçi sütü, yoğurtlu pilav ve tarhana çorbası en sevdiğin yiyeceklerden oldu.
Kardeşin geldikten sonra 20 ay içersinde ağlamadığın kadar çok ağladın. Hem kardeş gelmiş, hem de 4 diş birden çıkarmıştın ve iki yaş sendromuna girmiştin. 



Şimdi 24 aylık oldun. Dün dogum günündü. O günü özellikle yalnız ve sakin geçirmek istedim. Şu an en çok ailene ihtiyacın var ve bizimle yoğun zaman geçirmeye. Sabah uyandığında yatağının başındaydım. Çok neşeli uyandın yine. Uyanır uyanmaz söylediğin cümle yine her sabah ki gibi " anne uyudum ama" oldu. Sımsıkı sarıldım sana. Kokunu içime çektim. Sonra babanı aradı gözlerin. O klasik soruyu sorduk sana. "Kayra, doğum günün mü bugün senin?" "Evveeeeet aannee"... "Kaç yaşına girdin annecim?"... senden gelen yanıt yine güldürdü bizi. "Ikki, sovvei (zwei) aanneeee"....



Günlerdir bisikletine vereceğin tepkiyi merak içerisindeydim. Sanki benim doğum günümmüş gibi günler geçmek bilmedi. Çünkü, bisikleti ilk algıladığın günden bu yana, bisiklet istiyorsun. Malik gelirken sana bir tane bisiklet getirdi ama büyük geldiği için binemedin. Her gün bisikleti sürme çabaların ve binemeyince ki üzüntün beni daha çok üzdü ve sana bisikletini vereceğimiz gün gelmek bilmedi bir türlü. Bisikletini ilk gördüğün anda ki tepkin şaşkınlık oldu. Dondun sanki bir an. Sonra bir kaç sefer O, o, deyip, sakince binmeye çalıştın. 






5 kardeş, hepiniz en kıymetlimsiniz. Rabbimin bana bahşettiği en büyük emanetlersiniz. Hepiniz birbirinizden farklı, hepiniz benden bir parçasınız. Senden büyük olan kardeşlerin benim çocukluğum, gençliğim oldu. Onlarla büyüdüm, yoğruldum. Sizinle de yaşlanacağım inşallah. Durulduğum, yorulduğum bir zaman da geldiniz. Rabnime duam, onun yolundan giden hayırlı evlat olmanız. 5 kardeş birbirinize kenetlenmeniz. Siz birlikte oldukça, kimse zarar vermeyecek size. Rabbime emanetsiniz....