Sonntag, 3. August 2014

The enemy inside...




Hayatın beni en acımasız birşekilde sınadığı bir dönemdi yine. Sık sık hastaneye yatmıştım. Birkaç sefer çocuklarımın gözü önünde ambulansla kaldırılmıştım hastaneye. Eşim henüz yanımıza tam olarak gelmemişti, çünkü memleketinde çalışıyor ve iki üç haftaya ancak gelebiliyordu. Ben, çalıştığım işten sağlık sorunları yüzünden ayrılmak zorunda kalmış, ve instagramla o işyerindeki değerli bir arkadaş dolayısıyla tanışmıştım.
Herşey aslında çok karışıktı. Üzerimizde ki 400 km uzaklıktan gelen çevre baskısı çok yüksekti. Çünkü, birsürü yalan vardı konuşulan ve iftira.
Kötü bir evlilik bırakmıştım geride. Bu evlilik bana çok şeye mal olmuştu. Benimde birçok hatam olmuştu elbette, bedelini çok ağır ödediğim. Sütten çıkmış ak kaşık değilim. Hiç kimse değil. Kiminin büyük günahları var, kiminin küçük. Rabbim nasuh tövbesi edip, doğruyu bulanlardan eylesin.

Sağlığım gitmişti elden. Çocuklarım çok yıpranmıştı. Şimdi, tam mutlu olmuşken, çirkin saldırılarla uğraşıyorduk. Facebook, e-mail gibi internet üzerinden de birsürü saldırı geliyordu. Tanımadığım, beni tanımayan insanlardı hepsi. Hatta, bu saldırılardan dolayı, kızımı bir gün acilen hastaneye bile götürmek zorunda kalmıştım. Kendimi hiçbir şekilde savunmam ve tanıtmam mümkün değildi.

O zamanlar, söylediğim gibi, instagramla yeni tanışmıştım.  Zaten fotoğraf hayatımın bir parçası olduğu için, bu platform benim çok hoşuma gitmişti. Henüz tam olarak çözememiştim. Facebook gibi değildi. Zorlandım biraz. Çok şeker insanlarla tanıştım. Account'um kapalıydı. Sadece bayanları kabul ediyordum ama kimseyi tanımıyordum. Hatta, bazı accountların fake olduğunu, yine birilerinin hayatıma bu şekilde sızdığını anlayamamıştım. Bunu farkettiğimde yine yıkılmış ve insanların neden bu kadar kötü olduğunu anlayamıyordum, ki buna hala bir anlam veremiyorum.

Kendimi birşekilde savunmalıydım ama nasıl? Instagramdan sık sık,  abla eşinle nasıl tanıştın? Abla, neden ayrıldın? Abla, eşin almanmı? Abla, eşin müslümanmı? Gibi bir sürü soru geliyor ve cevap vermekte zorlanıyordum.

Birgün eşimle konuşurken bana dediki, "Aynı bana yazdığın gibi, hayatını yazsana sen.". Biz evlendikten sonra birbirimizi tanımak için fazla zamanımız olmamıştı. Hala ayrıydık. Benden ona kendimi ve hayatımı anlatan bir mail yazmamı istemişti. Bende ona fotoğraflarla hayatımı anlatan bir mail yazmış hazırlamış, göndermiştim. O zaman bana, "sen yazmalısın. Hatta, kitap yazmalısın demişti. Şimdi, yine benden yazmamı istiyordu. Kendini tanıtmak ve savunmak için bunu yapmalısın... Birde bizim hikâyemnizi, bizden dinlensin ler. Yine herkes inanmak istediğine inanacak ama en azından kendini savunmuş olursun." Demişti.
Hikâyemi bu sefer yeniden ve türkçe yazdım. Yazarken çok dikkat etmeye çalıştığım nokta ise, kimsenin hatasını acmamaya çalışmaktı. Herkes kendi yaptığından sorumlu ve bir başkasının ayıbını açmak, beni ondan farklı kılmaz.

Hikâyemi yazmakla çok fazla birşey değiştiremedim belki ama bize gelen saldırılar durdu. Yazmak bana terapi gibi geldi. Bu saldırılara sebeb olan insan aynı şekilde devam etti ve ediyor ama çevresinde sadece kendi arkadaşları haricinde, kimse ehemmiyet vermiyor söylediklerine. Ve dün tesadüfen öğrendikki, asıl düşman ve bize zarar vermeye çalışan kişi eşimin çok yakınından birisi. Vefa kalmamış artık. Sırf zarar vermek adına ve dedikodu yaymak için, eşimin eski eşiyle hala görüşüyor. Düşman içimizden biri ne yazıkki. The enemy inside. Eğer bazı şeyleri bilseydi, hayatı alt üst olurdu,  en büyük düşmanı o olurdu. Asıl kendine zarar verdiğinin farkında değil. Ayrılık ve boşanmalar, bizim yanlış seçimlerimizden dolayı, çevrenin etkisi, ve bir çok nedenden dolayı, günümüzün  kaçınılmaz bir parçası. Eşler ayrıldıktan sonra, aile ve eş dost nasıl davranmalıyız bilmiyoruz. Günümüzde, arkadaş ilişkileri bile sapıttı iyice. Ama şunu bilmeliyiz ki, çevrenin vefası veya vefasızlığı, ayrılan çiftlerin hayatını birebir etkiliyor.



Rabbim hakkımızda hayırlısını versin ve iyi insanlarla karşılaştırsın. Aileni seçemiyorsun ne yazıkki. En iyi yapabileceğin şey, bazı insanları hayatından uzak tutmak….

https://www.facebook.com/pages/Almangelini/209543625888015