Güne kahveyle başlasam bile, çaysız kahvaltıya oturamam mesela. Yorgun bir günün sonunda yorgunluğum ancak çay keyfîyle çıkar. Çaysız bir akşam düşünmem mümkün değil.
Hal böyleyken ve çay aslında en önemli kültürümüzün vaz geçilmez bir parçasıyken, biz bile, bize ve kültürümüze ait olan, çayı tam anlamıyla tanıtamamışken, çayı ve kültürümüzü, "elin amerikalısı" tarafından tanıtan, "Bir Çay Daha Lütfen" isimli bu kitabı çok merak etmiş ve okumak istemiştim hep. Topraklarımızda 30 yıl yaşamış, kendisini Türkiye'ye ait gören, Türkiye'den, Türkiyem diye bahseden, bizim çayımızı dünyaya tanıtan bu kadın kimdi?
Biz Türkler için bu kadar önemli bir değeri olan çayı, yabancı bir kadının gözünden okumak çok farklı geldi bana. Yanlış anlaşılmasın, sadece çayı anlatmıyor kitabında Katharine Branning, namı diğer Kadriye hanım. Anadolu topraklarına, onun kültürüne ve insanına aşık bir kadın. Türkiye aşkını dile getirmiş bu kitapta. Kitabında, 18. yüzyılda, ülkemizde yaşamış bir İngiliz sefirinin eşine, Lady Merry Montagou ile hayali bir arkadaşlık kurup, ona hitaben yazdığı mektuplarda aslında Türk halkına sesleniyor.
Ülkesini ve kültürünü tam anlamıyla tanımaya ve yurt dışında yaşayan benim için, yabancı birisi tarafından yazılmış ve herşeyiyle benimsenmiş ülkemi bu kitapta fotoğraf fotoğraf okumak çok güzel. Fotoğraf diyorum, çünkü, kelimelerle ülkemizin fotoğrafını yazmış....
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen