Freitag, 27. März 2015

Her telden, eskiden yeniden....


Bahar gelmeden, bahar  yorgunluğu var üzerimde sanki...
Balkonumun, dolu dolu yeşillik halini özlüyorum. 11 yıldır, her sene bir farklı şekilde yesillenir balkonum. Çiçeklerle vakit geçirirken zamanın nasıl geçtiğini bilmem. Unuturum bütün olumsuzlukları. Unuturum sıkıntılarımı. Unuturum insanların kötülüklerini.
Çiçekler nankör değildir, değer bilirler. Bir o kadarda hassastırlar. Eğer biraz ihmal edersen onları, küserler. Eğer biraz anlıyorsan çiçek dilinden, acı çektiklerini bile hissedersin. Birazcık ilgi, en şuh halleriyle canlandırır onları...






























Bu aralar biraz fazla gezdim. Kayra, neşeli, güler yüzlü,  kalabalığı ve gezmeyi seven bir bebek. Ihmal ettiğim arkadaş ziyaretlerini gerçekleştirdim ve davetleri kabul edebilidim. Çokta iyi geldi. Bakalım, ne kadar sürdürebileceğiz bu koşturmacayı.







Bahar mahmurluğu var üzerimde, birde uzaklara özlem var içimde. Dağlar çağırıyor beni bu ara ama gidemiyorum. Bir çıksam İsviçre'nin, Alpler'in yada Norveç'in en yüksek dağlarına, birazcık olsun nefes alabilecekmişim gibi hissediyorum kendimi.
Ormanlar çağırıyor sanki. Toprağın kurumuş yapraklarla karışmış nem kokusunu bir cekebilsem ciğerimin en derinlerine. Rüzgarın ağaçlarla yaptığı söyleşiyi dinleyebilsem.... Belki en kısa zamanda mümkün olur, kim bilir.




Boş durmuyoruz tabi. Lokumun her türlüsünü ve kendi ürettiğimiz yeni türlerinin daha mükemmel, daha güzel yapma çabası içersindeyiz. Aldığımız olumlu ve olumsuz bütün tepkiler doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Birde çikolata deneyimimiz oldu. Tam isteğimiz sonucu elde edemedik henüz ama doğru yolda olduğumuzu gösterdi sonuç yine...








Bu aralar akşam çay keyflerini ve çay sofralarımı özler oldum. Malum, Kayra ufak ufak ayaklandı. Masada ne varsa iniyor artık yere. Nevale tehlike içeriyor ve çayımızı uça kaça içiyoruz. En büyük zevki, şekersiz çayı hörpleterek içip, ağzını şapıdatarak derin, haaaaa, diye nefes almak. Evet, evet doğru okudunuz. Kayra ve çay. O yüzden çay içmek büyük bir atraksiyon oluyor bizde.








Allahtan, böyle güzellikler oluyor hayatımda. Bazen insan ne kadar şanslı olduğu unutabiliyor zira.



Kayra her gün birazcık daha büyüyor. Çabuk geçiyor zaman. Çok hızlı. Çok sinsi. Her gün yeni birşeyler öğreniyor... Onunla birlikte endişelerim ve korkularımda büyüyor.
Dünya herzaman kirliydi zaten. Değişen birşey yok. Zalimler yine var. Bitmeyen hırslar, haksızlıklar. Insanlar yine aynı kıskanç, yine aynı doyumsuz. Herkes, en iyisi bende olsun çabasında ve bana dokunmayan yılan, sonsuz yaşasın derdinde. Aileler yine kopuk ve çıkar derdinde. Yine kimse kirasız kilim ucu tutmuyor. Işte böyle bir dünyada, haram yemeyen, harama bulaşmaktan korkan, nasıl bencil olmayan, yardımsever, hak yemeyen, kardeşinin canı yansa, yüreğinde hissedecek evlatlar yetiştirebilirim endişesi benimkisi.






















Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen